İLÇEMİZDEKİ TARİHİ VE TURSİTİK YERLER
1- Payas Kalesi:
Külliyenin batı kısmında, etrafı hendekle çevrili, sekiz kuleli bir savunma yapısıdır. Payas Kalesi, aslen Haçlılar tarafından inşa ettirilmiş, hacıların güvenliğini sağlamakla görevli Tapınak Şövalyelerinin kontrolü altında hizmet görmüş, harap vaziyetteki kale kalıntıları üzerine Osmanlı İmparatorluğu tarafından temelleri tamir edilemeyeceği anlaşılınca (1567–1571) aslına sadık kalınarak yeniden inşa edilmesi ile bugünkü şeklini almıştır. Kale şimdiki haliyle teknik ve sanat bakımından tamamen bir Osmanlı yapısıdır.
Kalede, ortasında avlu, avlunun çevresinde alt katlarda depo ve koğuşlar, üst katlarda ise merdivenle çıkılan kule ve burçlar yer alır. Avlu ortasında bir mescit ve kışla yapısı bulunmaktadır. Payas Kalesi, fiziki konum itibariyle külliyenin doğu kanadındaki kervansarayın simetrik olarak dengeleyici unsurudur. Mimar Sinan’ın külliyenin planını kaleyi de hesaba katarak tasarladığı ve kaleyi külliyenin bir parçası gibi değerlendirdiği anlaşılmaktadır.
Payas Kalesi yapıldığı dönemde Sürre Alaylarını, ticaret kervanlarını koruyan bir karakol ve ileri sefer karargâhı olarak hizmet vermiştir. Vatan şairi Namık Kemal sürgüne gönderildiği Kıbrıs’a gitmek üzere bir süreliğine Payas Kalesinde tutulmuştur. Cumhuriyet’in ilk yıllarında da karakol ve hapishane olarak kullanılmıştır.
2- Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi:
Külliye 1574 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın Vezir-i Azam’ı Sokullu Mehmet Paşa’nın emri üzerine Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Hatay Valisi Sn. M. Celalettin LEKESİZ’ in himaye ve destekleriyle Payas Belediye Başkanlığı rafından büyük onarımı 2011-2013 yıllarında tamamlanarak 2014 yılında hizmete açılmıştır.
Özellikleri: Külliyeler Hac yolcuları ve kervanlar için inşa edilen; yolcuların barınma, temizlik, ibadet, alışveriş ve en önemlisi de güvenlik ihtiyaçlarını karşılayan bütünleşik yapılardır. Özellikle İstanbul-Mekke güzergâhında her bir günlük yürüme yolu mesafesinde birer külliye inşa edilmiştir. Yürüme yolu üzerinde yer alan bu külliyeler menzil külliyesi olarak da adlandırılır. İstanbul-Payas güzergahı; İstanbul’u Ortadoğu ve Hicaz’a bağlayan bu yolun adı “Anadolu Sağ Yolu” ve “ Şam-ı Şerif Yolu” olarak da adlandırılır.
Külliye bir kervansaray, kadın ve erkekler için bir hamam, bir medrese, bir camii ve 48 dükkânı olan bedesten ile yapılandırılmıştır. En önemli yapı gruplarından birisini teşkil eden kervansarayın genişçe bir avlusu vardır. Avlunun etrafında ise yolcuların ve kervanların barınması için kubbeli odalar mevcuttur. Avlu ve odaların emniyetini sağlayan, 5-6 metre yüksekliğinde bir gözetleme kulesi olan kalın duvarlarla çevrilmiştir.
Külliye; 4.150 m² açık alan, 8.250 m² kapalı alan olmak üzere toplam 12.400 m² alandan oluşmaktadır.
3- Hamam:
Sokullu Mehmet Paşa Menzil Külliyesi’nin batısında, arasta içinden girilen kuzey güney doğrultusunda konumlanmış, dikdörtgen planlı, çift sıcaklık ve tek soğukluk bölümlerinden oluşan bir yapıdır.
Klasik Osmanlı hamam mimarisinin özelliklerine sahiptir. Hamamın kubbesi camininkinden daha büyük olan soyunma bölümünün arasta tarafındaki giriş koridorunun iki yanında, kubbeli mekâna açılan iki bölüm yer almaktadır. Soyunma yerleri klasik dönem Osmanlı hamamlarında olduğu gibi ahşap çerçeveli camekânlarla oluşturulmuş ve kubbenin altında ve tam ortasında yuvarlak bir havuz bulunmaktadır.
4- Arasta (Çarşı):
Sokullu Mehmet Paşa Menzil Külliyesi’nin ana eksenini oluşturan Arasta, 115 Mt. uzunluğunda, kuzey-güney doğrultusunda konumlanmıştır. Arastanın kuzey ve güneyinden olmak üzere (2) girişi ve tam ortasından batı yönünde (1) girişi bulunmaktadır.
Arastanın doğu kanadında (27) dükkân, batı kanadında ise camiye giriş sağlayan bölümün ve hamamın soğukluk bölümünün bu yönde bulunmasından dolayı (21) dükkân yer almaktadır. İki yanında dükkânların sıralandığı koridorun genişliği 8.20 Mt. olup, doğu kanadında bulunan dükkanlar dikdörtgen (3.00m * 4.00m) ve batı kanadında bulunan dükkanlar kare (3.20m*3.20m) formdadır. Sıcak yaz günlerinde hava sirkülasyonunu sağlamak amacı ile yapılmış, bütün dükkânların kemerlerinin üstünde dikdörtgen pencereler yer almaktadır. 2015 yılı içerisinde de Külliye içerisindeki dükkanlar kiraya verilerek hizmete sunulmuştur.
5- HAN (Kervansaray)
Sokullu Mehmet Paşa Menzil Külliyesi’nin en büyük yapısı olan Han’ın avlusu, toplam alanın 2000 M²’lik kısmını kapsamaktadır. Burası Türkiye’nin en büyük kervansarayıdır. Hanın ortasında yok olmuş şadırvan ve su kuyusu bulunmaktadır. Han mekânlarının önünde “U” planlı revaklarda, kuzey-güney kanatlarında 10’ar adet, doğu kanadında 13 adet olmak üzere toplam 33 adet ayak bulunmaktadır.
6- Tabhaneler (Misafirhaneler):
Tabhaneler, Sokullu Mehmet Paşa Menzil Külliyesi’nin doğusunda arasta ile kesişerek devam eden, doğu-batı aksı ile birbirinden ayrılmış iki temel birimden meydana gelen bir yapıda olup üst düzey yöneticilerin ağırlandığı dairelerdir.
Birbirinin aynısı olan (4) ayrı dairenin (2)’si giriş koridorunun güneyinde (2)’si de giriş koridorunun kuzeyinde bulunmaktadır. Hanın büyük avlusundan dikdörtgen biçimli avlusuna girilmektedir ve avlunun güneyinde avluya bakan dikdörtgen bir oda, batısında ise revaklı bölüm bulunmaktadır. Revakların arkasında ise yan yana (2) oda görülmektedir. Yaklaşık kare planlı olan odalardan kuzeydekinin, odadan geçilen bir de banyosu bulunmaktadır.
7- İmaret (Hayır Evi)
Sokullu Mehmet Paşa Menzil Külliyesi’nin güneydoğusunda yer alan ve hanın güneybatı köşesinden dar bir koridora girilen (20m*20m) boyutundaki revaklı bir avlu, avlunun doğusundaki ve batısındaki mekânlardan oluşmaktadır. Batı kanadında mutfak mekânları, doğu kanadında ise tuvalet ve diğer depolama mekânları bulunmaktadır. Avlunun batı kanadı (2) bölümden ibaret olup, bunlardan dikdörtgen planlı büyük mekân mutfak olarak kullanılmaktadır. Mutfağın kuzey ve batısında ikişer tane mutfak nişi bulunmaktadır. Mutfağın güneyindeki kare planlı mekân da mutfak ile benzer özellikler göstermekte ve arşiv kaynaklarında yemek salonu olarak geçtiği bilinmektedir.
8- Cin Kulesi:
Kale ile liman arasında, limanı korumak için 1577 yılında inşa edilmiştir. Eskiden "İskele Kalesi" adıyla anılan bu yapı 360 derecelik görüş alanına sahip iki katlı bir karakol kulesidir.
Bir Osmanlı şehri oluşturmak için gösterilen gayretin son halkasını teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Yani yapım tarihi göz önüne alınırsa kule, iskele, gümrük, tersane ve külliyeden sonra, Payas' ta inşa edilen çekirdek yerleşim dokusunun son büyük yapısını teşkil etmektedir.
Limanda yapılan tabyalardan (ayrı olarak yapılmış ve silahlarla güçlendirilmiş istihkâm) sonra, düşman gemilerinin taarruzuna karşı koymak ve Payas Kalesi'nin müdafaa mecburiyetini arttırmak için limana hâkim bir nokta üzerine inşa edilmiştir.
975 H./1577 M. yılında Babıali, Üzeyir Beyi ve Kadısına gönderdiği bir talimatla, limanın uygun görülen bir yerine, İstanbul Saray Burnu karşısında bulunan Kız Kulesi üslubunda metin bir kule yapılarak içine dört top ile yeteri kadar hisar eri konulmasını emretmiştir. Bu hükmün gönderilmesinden sonra, kalenin inşasına başlanılmıştır.
9- Hünkâr Zeytini:
Osmanlı Padişahlarından Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferleri ve Mercidabık Savaşı ile 1516’da Osmanlı topraklarına katılan Payas’ ın, arşivlere göre zengin zeytin bahçelerine sahip olduğu bilinmektedir. Osmanlı İmparatorluğu 11. Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu, II. Selim’in buyruğu ile Kaptan-ı Deryası ve Sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa tarafından 1574 yılında Mimar Sinan ve Hassa Mimarlar Teşkilatınca, Payas’ ta İpekyolu güzergâhında Menzil Külliyesi inşa edilmiştir.
Buradaki 15 dönümlük zeytin bahçesindeki ağaçlar kestirilmiş, en yaşlı zeytin ağacı II. Selim Camii’nin avlusunun ortasında kaldığından, İslamiyet’te kutsallığın, bereketin, uğurun, erdemin ve barışın simgesi olduğundan bırakılmıştır. Dönemin Padişahı II. Selim’in buyruğu ile kestirilmemiş olduğundan bu nedenle “HÜNKÂR ZEYTİNİ” olarak anılmıştır.
GEZİ VE MESİRE YERLERİ
Damlataş Mağarası: Sincan mahallesinden ulaşımı sağlanmaktadır. Payas İlçesinin Sincan Mahallesinde Yakacık çayı havzasında, deniz seviyesinden 542 m yükseklikte yer alan mağaranın uzunluğu ise 95 m’dir. 2004-2005 yıllarında keşfedilen bu mağara İlçeye 15 Km. uzaklıkta olup halkın ulaşımı sağlanarak ziyarete açılmıştır. Mağaranın giriş kapısına ise ana yolun bitiminden itibaren 190 tane merdiven basamağı tırmanılarak ulaşılmaktadır
Meryem Ana Çeşmesi: Sincan yaylası mevkiindeki Şifalı Meryem Ana Suyu şifalı kabul ediliyor. Suyun bulunduğu alanda, bir de kilise kalıntısı bulunuyor. Rivayete göre; Meryem Ana ve Hz. İsa, pınarın bulunduğu yerde konaklamış ve vaftiz yapmış. Bu yönüyle, bölgenin Hıristiyanlar tarafından uzun yıllar boyunca ziyaret edildiği sanılıyor.
Gök göl Mesire Alanı: Payas İlçesi Sincan Mahallesi Gök göl mevkiinde bulunan Gök göl mesire alanı şehir merkezine yaklaşık 2 km. uzaklıktadır. Gök göl mesire alanında, piknik alanları mevcuttur.
Çınarlık Yaylası: Yaylaya Payas İlçesinden 7 km. lik sathi kaplama asfalt yolla ulaşılmaktadır. Çam ve çınar ağaçları içerisinde kurulmuş, temiz havası, bol suyu olan bu şirin yayla piknik yapmak, orman içi kısa gezintiler yapmak için ideal bir yayladır.
Fındık Yaylası: Yaylaya Payas ilçesinden 15 km. lik sathi kaplama asfalt yol ile ulaşılmaktadır. Orman ile iç içe olan Fındık Yaylası, çam, ardıç ve maki ve fındık türü ağaçlarla kaplıdır. Manzarası ve havası ile ünlü bir yayladır.
Büyük Sincan Yaylası: Yaylaya Payas ilçesinden 10 km. lik sathi kaplama asfalt yol ile ulaşılmaktadır. Orman ile iç içe olan sincan Yaylası, çam, ardıç ve maki türü ağaçlarla kaplıdır. Manzarası ve havası ile ünlü bir yayladır.